Deloitte danışmanlık şirketinin yaptığı bir araştırmaya göre, her üç çalışandan ikisi en azından ev ve iş arasında bölünmüş bir hibrit çalışma modeli istiyor.
Çalışanlar hibrit istihdam modeline o kadar alışmış durumdalar ki, maaşları azalsa bile hibrit çalışma sisteminde devam etmek istiyorlar.
Araştırmaya göre pandemiden önce çalışanların yalnızca %19’u hibrit çalışma modelini destekliyordu. Bu oran pandeminin zirve yaptığı dönemlerde %43 iken, pandeminin azaldığı dönemde tekrar gerilemeye başladı ve %35’e düştü.
Çalışanların sadece %30’u ofiste olmak istiyor. Geri kalan %70 ise hibrit çalışma modelini tercih ediyorlar ve bunu yöneticileriyle görüşmek konusunda birtakım endişeleri var. Hibrit modeli destekleyenlerin %20’si video konferans teknolojilerinin yardımıyla evde beş gün geçirmek isterken, %22’si ev ve ofis arasında hibrit modeli tercih ediyor. Geri kalan kısım ise hala kararsız ve bu kararsızlığa sebep olan bazı sorular var:
• Patronum ne istiyor?
• Patronum bu konuda ne kadar güçlü olabilir?
• Yasalar benim tarafımda olacak mı?
• Okulda çocuklarla birlikte evden çalışmak benim için zihinsel olarak daha iyi bir teklif olur mu?
Çalışanların yüzde 71’i, ağ bağlantısı ve ev ofis kurulumları da dahil olmak üzere teknolojiyle hibrit çalışmanın önündeki en büyük engel olan bazı teknik engellerle karşılaşıyorlar ve bu sadece çalışanlar için bir sorun değil. İşverenlerin üretkenlikleri, maliyetleri ve nihayetinde kârları için de bir sorun.
Deloitte anketinden çıkan bazı rakamlar çok şey ortaya koyuyor, çalışanların evden çalışmaya dair düşünceleri şu şekilde;
• %25’i evde dikkatinin dağıldığını kabul etti.
• %22’si başlangıç, mola ve bitiş zamanlarının belirsiz olduğunu söyledi.
• %17’si çok fazla yemek yediklerini söyledi.
• %15’inde konsantrasyon sorunları arttı.
• %14’ü kendilerini yalnız hissettiklerini ve diğer personel etkileşimini özlediklerini söyledi.
Bu gözlemlerin yanı sıra, hibrit modele sahip işletmelerin %22’nde daha yüksek verimlilik ve %28’nde daha fazla inovasyon önerisi geldiği belirtildi.
Ewan Hannan’ın iddiasına göre hibrit çalışmaya geçişin ekonomiyi 18 milyar dolar artırma potansiyeli var ve hibrit çalışma modeli önümüzdeki on yılda 42.000’den fazla tam zamanlı iş yaratma potansiyeline sahip.
Telstra’dan Andy Penn herkes gibi işletmelerde üretkenliğin sürdürülmesi gerektiğine inanıyor. Ancak bunun için ‘‘ofise geri dönme zorunluluğu’’ olmadığını söylüyor.
Hibrit çalışma modelinin de aslında ekonomiye katkı sağlayabileceğini, büyük veya küçük her türlü işletmeyi destekleyebileceğini gördük. Bu süreçte büyük işletmeler büyük teknolojilerden yararlanarak ve oldukça fazla kaynak ayırarak uzaktan çalışma sürecini başarılı bir şekilde yönetti. Ancak tüm işletmelerin %70’ini oluşturan KOBİ’ler, bu süreçte iş yerinde ekipleri olmadan başarılı olmayı daha zor buldular ve adaptasyonda sorun yaşadılar.
Son olarak, ekonomik kriz ve durgunluk dönemlerinde hibrit çalışmanın ne gibi etkileri olacağını düşünürsek işveren ve çalışan açısından değerlendirme yapmamız mümkün.
Çalışanlar uzaktan çalıştıkları için ve dolayısıyla diğer iş arkadaşlarıyla daha az sosyal etkileşimde oldukları için bağlılıkları daha az olacaktır. İşten ayrılmak konusunda ofisten çalışan bireylere göre daha rahat davranabilirler.
İşveren açısından değerlendirecek olursak, patronlar kendi ülkelerinden çalışan arayıp daha yüksek maliyete katlanacağına, deniz aşırı ülkelerden bile ucuz iş gücü istihdam edip maliyetlerini azaltabilir.