Yeşil Teknoloji Devrimi – Dijital Çözümler Gezegene Nasıl Fayda Sağlayabilir? 

Yeşil teknolojiler, çevreyi koruma ve enerji verimliliğini sağlama amacıyla geliştirilen çözümleri kapsayan bir alan olarak tanımlanır. Dijital teknolojiler, uzaktan çalışma ve bulut çözümleriyle karbon salınımını azaltmaya katkı sağlarken tüketiciler, çalışanlar ve yatırımcılar da çevre sorunları ve sürdürülebilirlik konusunda daha duyarlı hale geliyor.

Gelecekte, şirketlerin emisyonları düşürme ve yenilenebilir enerji kullanımını artırma yönünde daha çok çaba sarf edeceği öngörülüyor. 

Yeşil Teknoloji Nedir?Yeşil Teknoloji Nedir

Yeşil teknolojiler (green technology veya green tech), üretim, tedarik zinciri gibi süreçlerde doğayı korumayı ve insanların çevreye olan etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan teknolojilerin tümünü ifade eder.  

Birçok sektörde etkili kullanım alanı bulan yeşil teknolojiler, iklim değişikliğini önlemek ve doğal kaynakları korumak adına karbondioksit ve sera gazı emisyonlarını azaltmayı hedefliyor.  

Bu noktada, maliyetler, enerji tüketimi, kaynak israfı ve çevreyi olumsuz etkileyen faktörleri azaltan veya ortadan kaldıran ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve kullanımı önem taşıyor.  

Yeşil teknolojiler, bu yönlerine ek olarak, birçok sektörde işletmelerin verimliliğini artırıyor ve bu yönüyle yoğun ilgi görüyor.  

Ancak, çevre konularında dijital teknolojik çözümlerin olumlu olduğu kadar olumsuz yönleri de bulunuyor ve bu durum çeşitli endişelere neden olabiliyor. 

Dijital Çözümler Hangi Endişelere Yol Açıyor?

Üreticiler, dijital teknolojik ürün ve araçları üretirken elektronik bileşenlerin yapımında kullanılan madenlere ihtiyaç duyuyor ve bu durum hava ve toprak kirliliğine yol açıyor.  

Bu araçların çalışması için gereken güç, çoğunlukla fosil yakıtlardan elde edilen enerjiyle sağlanıyor ve kullanımları sırasında karbon emisyonu oluşuyor.  

Dijital teknolojilerin ekolojik ayak izi, bu olumsuz yönlere sebep olsa da birçok dijital servis daha fazla kaynak ve enerji tüketen diğer faaliyetlerin yerini alıyor.  

Örneğin, bir müşteriyle yüz yüze buluşmak için uçakla seyahat etmek yerine video konferans görüşmeleri yapılabiliyor.

Bu noktada, teknoloji sektörünün enerji tüketimini zaman içinde azalttığını, bunu kayıt altına aldığını ve yeşil teknolojilerin bu teşvik dönüşümü teşvik ettiğini söyleyebiliriz. 

Gelişen Dijital Çözümler İş Süreçlerini Nasıl Etkiliyor?

Özellikle uzaktan çalışma sistemi, fiziksel ofislere duyulan gereksinimi azaltırken iş süreçlerinde sürekli gelişen bulut tabanlı servislerin benimsenmesi de karbon salınımını daha da düşürüyor.  

Enerjisini yenilenebilir kaynaklardan sağlayan AWS’ye göre, iş yazılımlarının bulut ortamına taşınması enerji kullanımının yaklaşık %80 ve karbon emisyonunun ise %96’ya kadar azaltılmasına olanak tanıyor. 

Dünya Bankası, dijital teknolojilerin işletmelerin verimliliğine katkıda bulunduğunu, insanlara çeşitli iş ve fırsatlar sunduğunu ve hükûmetlerin daha iyi hizmet sunmasına imkân tanıdığını vurguluyor.  

Bu noktada dijital teknolojilerin sunduğu avantajlar ile çevresel endişeler arasında bir denge kurulması ve milyonlarca kişinin hayatını iyileştiren bir güç olarak değerlendirilmesi önem taşıyor. 

İstatistikler ile Dijital Ayak İzi İstatistikler ile Dijital Ayak İzi

Teknolojik araçların, internetin ve diğer sistemlerin enerji harcaması genellikle farklı oranlar ile ifade ediliyor.  

Teknoloji yatırımı ve danışmanlık şirketi Digital Power Group’un hazırladığı rapora göre, bilgi iletişim teknolojileri yıllık 1500 TWh elektrik harcıyor. Bu miktar ise Japonya ve Almanya’nın ürettiği toplam elektrik miktarına karşılık geliyor. 

Aynı oran, karbon salınımı olarak ifade edildiğinde ise küresel düzeyde %3’e, diğer bir deyişle hava yolları sektörünün yıllık karbon salınım oranına eşdeğer. 

Bazı sektörlerde, özellikle sunulan online servislerde, durum biraz daha farklı. MIT, Purdue Üniversitesi ve Yale Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı bir çalışmaya göre video konferans alanında bir saatlik görüşme ve yayın (streaming) 150 ve 1000 gram arasında karbondioksit salınımına yol açıyor

Özellikle pandemi dönemi ve sonrasında benimsenen uzaktan (home office) çalışma modelinin de yıllık olarak 34,3 milyon ton karbon salınımına neden olduğu belirtiliyor. 

İnternete hayat veren verilerin depolanması ve paylaşılabilmesi için veri merkezlerinin küresel enerji ihtiyacının %1’i kadar elektrik tüketmesi gerekiyor. 

İklim Değişikliği ve Çevreyi Korumaya Dair Duyarlılıklar Artıyor 

Tüketiciler, hangi ürün veya hizmetleri tercih edeceklerine ve kullanacaklarına yalnızca fiyat değil aynı zamanda kalite, servis, marka ve işletmelerin itibarı gibi faktörlere de önem veriyor.  

Bu nedenle, tüketicilerin karar verme süreçlerinde “çevresel sürdürülebilirlik” olarak adlandırılan yeni bir faktör devreye giriyor.  

Bain & Co’nun araştırmasına tüketicilerin %73’ünün çevreyeyi korumak ve olumsuz etkileri azaltmak için tüketim alışkanlıklarını değiştirme eğiliminde olduklarını ortaya koyuyor.  

Ancak bu durum yalnızca tüketiciler ile sınırlı kalmıyor. Çalışanların %75’i işverenlerinin çevre dostu yaklaşımlar benimsemelerini isterken yatırımcıların %78’i ise son 5 yıla kıyasla çevresel sürdürülebilirliğe daha çok önem veriyor. 

Bu nedenle teknoloji şirketleri de bu duruma uyum sağlıyor ve çevresel konulara daha duyarlı davranıyor. Bunun bir sonucu olarak da teknoloji sektöründe karbon ayak izini azaltmaya dair çabalar artıyor ve bu doğrultuda yeşil teknolojiler daha çok benimseniyor.

Bu şirketlerden biri olan Google, enerji tüketiminde karbon salınımını sıfıra düşürmek için 2030 itibarıyla sıfır emisyon hedefine ulaşmak istediğini ifade ediyor. 

Bulut Ortamına Geçiş Çevreyi Korumaya Katkıda Bulunuyor

İşletme ve organizasyonların kendi IT ekipmanlarını ve veri merkezlerini yönetmeleri enerji tüketimini ve karbon salınımını artıran başlıca etken olarak öne çıkıyor. Bu sistem ve ekipmanların verimliliğini artırmak mümkün olsa da bu genellikle uygulanması zor ve yüksek maliyetli bir yöntem. 

Bu noktada bulut tabanlı SaaS (Hizmet Olarak Yazılım), organizasyonlara kendi sistemlerine kıyasla daha çevre dostu olabilecek alternatif bir çözüm sunuyor ve yeşil teknoloji dönüşümlerini destekliyor.

S&P Global Market Intelligence’ün bir parçası olan 451 Research, Asya-Pasifik bölgesinde işletmeler ve kamu sektörünün IT altyapısının kullandığı enerjiyi daha iyi anlamak ve bulut altyapısıyla kıyaslamak amacıyla 2021 yılında bir çalışma yürüttü. 

Çalışma sonucunda yerinde (on-premise) çözümler yerine bulut çözümlerinin kullanımının %80’e varan tasarruf sağlayabileceği ve dolayısıyla SaaS çözümlerinin sürdürülebilirlik anlamında ne kadar etkili olduğu ortaya kondu. 

Bu durumun nedeni ise bulut servis sağlayıcıların sunucuları daha verimli yönetmesi, veri merkezlerini bu doğrultuda tasarlaması ve müşterilerin sunucu yükünü daha iyi yöneterek daha iyi hizmet sunmak için kaynakların daha dinamik ve etkin şekilde kullanılması olarak açıklanabilir. 

Bulut Hizmet Sağlayıcıları Emisyonları Daha Da Azaltabilir mi?Bulut Sağlayıcıları Emisyonları Daha Da Azaltabilir mi?

451 Research’e göre, bulut hizmet sağlayıcılarının %100 yenilenebilir enerjiyi benimseyerek emisyonlarını %15 daha düşürmesi ve daha çevre dostu hale gelmesi mümkün ve bu pratikte de gerçekleştirilebilir. 

2012’de BSR sürdürülebilir iş ağı tarafından başlatılan Future of Internet Power (İnternet Gücünün Geleceği) projesi internetin %100 yenilenebilir enerji ile çalışmasını misyon ediniyor. 

Nisan 2018 itibarıyla dokuz FoIP üyesi %100 yenilenebilir enerji kullanmayı taahhüt etmişti. Bu üyeler arasında Adobe, Autodesk, Bank of America, eBay, Hewlett Packard Enterprise, Facebook, Salesforce, VMware ve Workday bulunuyor. 

2022’de Microsoft, Yeni Zelanda’da faaliyete açacağı veri merkezinin %100 yenilenebilir elektrikten güç alacağını ve tesisin yalnızca güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve hidroelektrikten yararlanacağını duyurmuştu. 

International Data Corporation (IDC) bulut çözümlere geçişin 2021 ve 2024 arasında karbon salınımını 629 milyon ton azaltabileceğini belirtiyor.  

Bu da 2024 yılında kullanılan tüm veri merkezleri sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak tasarlanmış olsaydı, bu miktarın 1.6 milyar metrik tona kadar ulaşmasının mümkün olabileceğini ifade ediyor. 

Sonuç 

Sonuç olarak, yeşil teknolojilerin önem kazanması ve bu nedenle iş süreçlerinde çevre dostu dijital teknolojilerin kullanımı, işletme ve organizasyonların çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaları için bir zorunluluk hâline geliyor

İşletmelerin bulut tabanlı çözümlere geçişi, enerji tüketimini ve karbon salınımını önemli ölçüde azaltmasının yanı sıra tüketicilerin ve yatırımcıların çevre dostu yaklaşımlara olan talebi de karşılamak ve işletme itibarını yükseltmek adına kritik bir konumda. 

Bu nedenle teknoloji şirketlerinin bu taleplere yanıt vermesi, iş süreçlerinde SaaS gibi bulut çözümler ve yenilenebilir enerji kullanımını benimsemesi, gelecekte daha çevre dostu olmalarını sağlarken sürdürülebilirliği destekliyor. 

Sürdürülebilir Video Konferans ve İletişim İçin OctaMeetSürdürülebilir Video Konferans ve İletişim İçin OctaMeet

İnovatif bir yerli video konferans çözümü olan OctaMeet, uzaktan ve hibrit çalışan işletmelere iş süreçlerini destekleyen ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan kullanımı kolay ve güçlü bir platform sunuyor.  

Yüksek kaliteli video ve sesli görüşme, beyaz tahta ve çizim araçları gibi gelişmiş paylaşım özellikleri sunan OctaMeet, birebir görüşmeler ve toplantıların kolay bir şekilde planlanmasına olanak tanıyor.  

Dosya paylaşım, ekran kaydı alma, sunum yapma ve yapay zekâ destekli altyazı gibi özellikler ile toplantıların daha interaktif ve verimli şekilde yapılmasının da önünü açıyor.  

Uygulama içi mesajlaşma ile uzaktan çalışan ekipler her zaman iletişimde kalıyor. Bulut depolama ile kullanıcı dosyalar güvenle saklanıyor ve her an erişim sağlanabiliyor.  

İş akışları ofis ortamına ihtiyaç kalmadan tamamen uzaktan bir şekilde yürütülebiliyor. Böylelikle OctaMeet, işletme ve organizasyonları sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma ve karbon ayak izini azaltma noktasında destekliyor. 

OctaMeet ile entegre çalışan Octapull SFA, satış süreçlerindeki sipariş takibi, tedarik, dağıtım ve planlama gibi süreçleri otomatize ederek işletmelerin maliyetlerini azaltmalarına ve verimliliklerini yükseltmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, yeşil teknolojilerin kullanımını da teşvik ediyor.

OctaMeet ücretsiz ve sınırsız birebir görüşmeler sunuyor. Çözümümüz ve esnek lisans planlarımız hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz ürün ekibimizle bir demo görüşmesi gerçekleştirebilirsiniz.  

Bugün Ücretsiz Kaydolun!  

Hemen ücretsiz kaydolun ve OctaMeet’in sunduğu avantajlardan 30 gün boyunca ücretsiz yararlanın. 

Kaynak: Thales. “The Green Tech revolution – how digital technology can benefit the planet”. Erişim Tarihi 28.10.2024. https://www.thalesgroup.com/en/worldwide/digital-identity-and-security/magazine/green-tech-revolution-how-digital-technology-can