Hibrit çalışma modeli Covid-19 pandemisinden sonra ülkemizde yaygınlaşmaya başladı. Bu çalışma modelinde çalışmak insanlara genelde daha kolay geldi. Çünkü haftanın belirli günlerinde evde oldular ve iş yerine gitmek için efor harcamadılar. Ancak bir zaman sonra evde çalışmak motivasyon kaybına sebep oldu.

Bazı çalışanlar evden çalışırken daha verimli hissederken bazı çalışanlar ise iş yerinde çalışırken daha verimli hisseder.

Evdeki verimlilik şunlardan dolayı etkilenebilir;

• Mevcut çalışma alanı
• Gerekli ekipmanların olmaması
• Evdeki ses yüksekliği (Örneğin; ev çocukluysa sesten işe konsantre olunamayabilir.)
• Dikkat dağıtıcı unsurlar

Hibrit çalışma dünyasında başarılı olmak için neler yapmamız gerekir, neler üzerinde daha fazla durmamız gerekir?

Hibrit Çalışmada Moral ve Motivasyon İçin Gerekenler

Bir çalışanın hibrit çalışma modelinde başarılı olabilmesi için moral ve motivasyona sahip olması gerekir. Bunun için gerekenler şunlardır;

• İlgi göstermek
• İletişim halinde olmak
• Güven
• Samimiyet ve içtenlik gösterilmesi
• Fikirlere, düşüncelere saygı duyulması

İlgi Göstermek

Hibrit çalışma modelinde çalışanlara ilgi göstermek önemlidir. Bazı günler evde olsalar bile kendilerini yalnız hissetmemeliler. Örneğin çalışana hediye göndermek ya da çalışanın özel günlerinde çalışanı unutmamak çalışana moral verir.

İletişim Halinde Olmak

İletişim, her yerde olduğu gibi hibrit çalışma modelinde de çok gerekli ve önemlidir. Örneğin; her sabah çalışanların birbirine “günaydın, iyi çalışmalar, gününüz güzel geçsin, …” gibi sözcükler kullanması çalışanları mutlu ve motive eder.

Güven

Hibrit çalışma modeli, çalışanların üretkenliklerini ilk başta biraz sarssa da sonrasında olumsuz bir çalışma modeli olmadığı görülmüştür. İlk başta üretkenliği sarsmasının sebebi ise ülkemizde Covid-19 sırasında yer edinmiş olmasıdır.

Bundan dolayı hibrit çalışma modeli sürecinde çalışanlara güven önemlidir. Çalışanlar kendilerine güvenilmediğini hissettiği zaman motivasyonları düşer ve başarılı olmaları pek beklenmez. Bir çalışana iş verildiğinde her dakika çalışanı kontrol etmek onun başarılı olmasını engeller. Ancak burada çalışana da iş düşer çünkü kendisine güvenilmesi gerektiğini işlerini zamanında yaparak ve iş üstlenerek göstermelidir.

Samimiyet ve İçtenlik Gösterilmesi

Hibrit çalışma modelinde çalışanlara samimiyet ve içtenlik gösterilmesi motive açısından önemlidir. Yapmacık bir ortam oluşursa çalışanlar isteyerek ve keyifle çalışamazlar bundan dolayı işyerinde olumsuzluklara sebebiyet verir.

Fikirlere, Düşüncelere Saygı Duymak

Her iş yerinde olması gereken önemli kriterlerden biri düşüncelere saygı duyulması gerektiğidir. Bazen bir çalışanın bir işle ilgili düşüncesi yanlış ya da eksik olsa bile onu kırmadan ve üzmeden geri dönüş sağlanmalıdır. Bu geri dönüş onun yanlışlarını veya eksiklerini düzeltmesine yardımcı olur ve çalışana başarı sağlar.

Hibrit Çalışma Dünyasında Başarılı Olmak İçin Online Kurslar

Hibrit çalışma modelinde online kurslar önemli yer tutar. Örneğin; dil kursları, mesleki kurslar, kişisel gelişim kursları gibi birçok dalda online kurs vardır ve çalışanların bu online kurslardan yararlanıp kendilerini geliştirmeleri önemlidir.  Bu online kurslar ayrıca çalışana motivasyon ve moral verir, çalışanın başarılı olmasını sağlar.

Online Toplantılar

Online toplantılar hibrit çalışma modelinde gereklidir. Bu online toplantılar sadece işle alakalı olmak zorunda değildir. Örneğin; bir akşam bütün çalışanlar online bir toplantı kurarak burada film izleyebilir ya da online olarak hep birlikte meditasyon yapabilir. Bu tür toplantılar çalışanların başarılı olmalarını sağlar.

Video konferans uygulamaları online toplantıların bel kemiğidir. Basit ve anlaşılır olması bir video konferans uygulamasının olmazsa olmazıdır.  

Türkiye’nin video konferans uygulaması olan OctaMeet, bu işlevleri yerine getiren bir uygulamadır. Kolay teması ile kullananlara rahatlık sağlar.

Kurum İçi İletişim Araçları

Hibrit çalışma modelinde kurum içi iletişim araçları çok önemlidir. Bütün iş yeri olarak bu iletişim araçlarında bulunmak ve bu iletişim araçlarını kullanmak çalışanların başarısını arttırır. Çünkü bu kurum içi iletişim araçları çalışanların birbirleriyle iletişimini sağlar ve hibrit çalışma modelinde en önemli gerekli olan şey iletişimdir.

Sonuç olarak bir çalışanın hibrit çalışma modelinde başarılı olması için yapması gerekenler şunlardır;

• İşine odaklanması
• Diğer çalışanlarla hep iletişim halinde olması
• Online toplantılara katılması
• Online kurslara kaydolması
• Güven duygusunu hissetmesi
• Samimi ve içten olması

Uzaktan Çalışırken Zamanı Etkin Kullanmanın Faydaları

Çoğu şeyde olduğu gibi uzaktan çalışırken zaman yönetiminin olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Uzaktan çalışma ile zamanınızın akışını siz belirleyebilirsiniz.

Zamanı iyi yönetmek;

• stresi minimum seviyeye indirmede,
• işleri zamanında yetiştirip teslim etmede,
• iş-hayat dengesi kurmada büyük rol oynar.

Önceden ofise gitmek için yolda harcadığınız zamanlar, uzaktan çalışma ile daha minimum seviyeye hatta neredeyse yok denilebilecek seviyeye gelmiştir. Yolda harcadığınız iki üç saatlik zaman dilimi size kalmıştır ve bu süreyi doğru planlayarak zamanınızı iyi yönetebilirsiniz.

Önceden ofis gibi belli bir yerde çalışıyorken, şimdi bilgisayarınızı ya da tabletinizi alıp istediğiniz her yerde çalışabilirsiniz. Bu da farklı yerlerde çalışmanıza olanak sağlarken, bir yandan da işinizi daha motive ve odaklanmış şekilde yapmanıza imkân tanır.

Uzaktan Çalışmada Zamanı Yönetirken Yaşanılan Olumsuzluklar

Zamanınızı yönetirken sizi engelleyecek bazı olumsuz durumlar da bulunmaktadır. Acil yanıtlamanız gereken bir e-posta varken siz bilgisayar oyunu oynuyor olabilirsiniz.

Genel olarak masa başında çalışıldığı için; yürümek, esnemek gibi vücudun ihtiyacı olan fiziksel aktiviteleri karşılayamayabilirsiniz.

Bunlara sebep olan olumsuzlukları şu şekilde sıralayabiliriz:

• Dikkat dağıtıcı unsurların fazla olmasıyla birlikte sürekli dikkat dağınıklığı yaşanılabilir.
• Zamanı iyi yönetememekten dolayı verilen görev, zamanında teslim edilemeyebilir ve bu yüzden stres olunabilir.
• Zamanın çoğu, bilgisayar karşısında geçtiği için insanlarla sosyal etkileşim kurulamayabilir. Bu da bireyin kendini yalnız hissetmesine sebep olabilir.

Öte yandan zamanınızı planlarken; fiziksel aktiviteleri dâhil etmeyi, kendinizle vakit geçirmeyi, molalar vermeyi, insanlarla iletişim halinde olmayı ihmal ederseniz psikolojik olarak zor bir süreç yaşayabilirsiniz. Zaman yönetimini doğru yapabilmek için çeşitli eğitimler alabilir, farklı teknikleri ve araçları kullanabilirsiniz.

Uzaktan Çalışırken Zamanınızı Nasıl Yönetebilirsiniz?

Hem iş hayatını hem de kişisel hayatı dengeli devam ettirebilmek için zamanı verimli bir şekilde kullanmanız gerekebilir. Zamanın yönetilmesini disiplin, çevresel faktörler, iş durumu gibi etmenler etkilidir.

Zamanı iyi yönetebilmek için kullanılan birçok teknik ve yöntem bulunmaktadır. Her zaman bir planınızın olması, gideceğiniz yolunuzu net görebilmenizi sağlar.

Bu tekniklere örnek olarak;

• Warren Buffet’ın 5/25 stratejisini verebiliriz. İlk olarak yapmanız gereken 25 görevi belirleyip bir liste oluşturmalısınız. Sonrasında bu listeden öncelik ve önem durumuna göre 5 görev seçip sadece bu görevlere odaklanmalısınız. Bunlar bittikten sonra da rahatlıkla diğerlerine devam edilebilir.

• Önceliklerimizi belirlemek planlama kadar önem arz eden bir konudur. Eisenhower Matrisi bu konuda sizin kurtarıcınız olabilir. Eisenhower Matrisi’ne göre:

• Acil ve önemli olan işlerinizi hemen yapın.
• Acil ama önemli olmayan işlerinizi bir başkasına devredin.
• Acil olmayan ama önemli olan işlerinizi daha sonra yapmak için planlayın.
• Acil olmayan ve önemli olmayan işlerinizi eleyin.

Bunlara ek olarak, sosyal medya gibi araçlar dikkat dağıtıcı unsurlardır. Her mecraya ait zaman kısıtlama modu bulunmaktadır. Mesela Instagram’da geçirmek istediğiniz süre yarım saat ise bunu ayarlardan zaman modunu kullanarak oluşturabilirsiniz.

Zamanı Yönetirken Kullanılabilecek Uygulamalar

Uzaktan çalışırken zaman yönetimini biraz daha eğlenceli hale getirmek için çeşitli aplikasyonlar indirebilirsiniz.

Bu aplikasyonlara örnek olarak video konferans platformu olan OCTAPULL‘u verebiliriz. OCTAPULL’un OctaMeet ve OctaSales ürünlerini kullanarak uzaktan toplantılarınızı daha az efor ile yapabilir ve zamanınızı etkin kullanabilirsiniz.

Forest da fayda sağlayacak uygulamalardan birisidir. Bu uygulama ile aslında sanal bir ormana sahip oluyorsunuz. Çalışacağınız süreyi ayarlıyorsunuz ve o süre boyunca telefonunuza dokunmadan işinizi yapıyorsunuz. Belirlediğiniz süre dolunca ormanınıza bir ağaç dikiliyor.

Diğer bir uygulama ise Pomodoro uygulamasıdır. Pomodoro Tekniği, odaklanmayı artıran bir tekniktir. 25 dakikalık çalışma seansının ardından 5 dakikalık kısa bir mola verin. 30 dakikanın sonunda bir Pomodoro periyodunu tamamlamış olursunuz. Bu şekilde dört Pomodoro yaptıktan sonra 15-20 dakikalık bir dinlenme molası verebilirsiniz.

Bu method lar sayesinde hem odaklanmanızı güçlendirebilirsiniz hem de görevlerinizi tamamlamanız daha kolay olur.

Uzaktan Çalışıp Zamanı Yönetirken Gözden Kaçanlar

Bir işi yaptığımız esnada, öncesinde ya da sonrasında; unutulan, üstünde durulmayan bazı durumlar karşımıza çıkabilir.

• Bazen zaman verimli kullanılmayabilir. Ya çok çalışılır ya da az çalışılır, bunu dengede tutmak hem işinizi etkili yapmanıza hem de kendinize zaman ayırmanıza olanak sağlayabilir.

• Bu süreçte katılmanız gereken birden fazla toplantı olabilir. Toplantıların tarihlerinin net görülebileceği bir takvim çizelgesi oluşturmak genelde gözden kaçabiliyor. OctaMeet ‘in takvim özelliğini kullanarak toplantılarınızı daha iyi planlayabilirsiniz ve iş arkadaşlarınıza kolay bir şekilde toplantıların bilgilerini e-posta adreslerine iletebilirsiniz.

• Uzaktan çalışırken, iletişim için en çok e-posta gönderebileceğiniz araçları kullanıyor olabilirsiniz. Burada da önemli e-postalar gözden kaçan diğer önemli bir husustur. Önemli postalarınızı yıldızlayabilir ve önemli olmayanları silerek daha düzgün bir posta kutusu oluşturabilirsiniz.

• Son olarak, iş hayatına odaklanılırken kişisel hayat unutulabiliyor. Çok çalışırken sosyal etkileşimde bulunma, fiziksel aktivite yapma gibi karşılanması gereken ihtiyaçların uygulanılması da unutulan diğer hususlardan birisidir. Kendinize, sevdiklerinize zaman ayırmak da uzaktan çalışırken zaman yönetiminin bir parçasıdır.

Teknolojik gelişmeler ışığında sağlık alanının geleceği belirleniyor. Dijital sağlık teknolojilerinin sağlık sektöründe kullanım alanı her geçen gün daha da genişliyor. 

Şu an halihazırda sağlık sektöründe kullanılan birçok hizmet türü bu teknolojiler aracılığıyla geliştirildi ve yenilendi. Geleceğin sağlık sektörünün teknoloji alanında elde edilen yeni gelişmeler etrafında şekillenmesi bekleniyor. 

Birçok şirket bu potansiyelin farkındalığıyla sundukları sağlık hizmetlerinin kalitesini bir üst seviyeye çıkarmak istiyor. Bu dijital sağlık teknolojilerine gereken bütçeyi ayırma konusunda kararlılar.

Dijital Sağlık Teknolojilerinin Sağlık Sektörüne Katkıları Neler?

Hasta-doktor ilişkilerini bir sonraki kademeye yükselten dijital sağlık teknolojileri, her geçen gün kullanım alanını genişletiyor. Sağlık alanının geleceğini bu teknolojiler belirliyor.

Kullanılan birçok dijital sağlık teknoloji uygulaması sağlık sektöründe sunulan hizmetin hem kalitesini hem de verimliliğini artırıyor. Hizmetin halk arasında yaygınlığına ve toplumun bu hizmete kolaylıkla ulaşabilmesine katkı sağlıyor. 

Bu teknolojiler sayesinde sosyal ve ekonomik durumlardan bağımsız her kesimden insanın bu hizmetlere erişimi bir adım daha kolaylaşıyor. Hastalar ihtiyaç dahilinde bu teknolojiler aracılığıyla doktorlara ulaşabiliyor, ihtiyaç duydukları kişisel tıbbi bilgilere kolayca erişebiliyor. 

Hem hastalar hem de bu sektörde çalışan sağlık personelleri bu dijital sağlık teknolojilerinden faydalanarak işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebiliyor. Hastalar bu teknolojiler sayesinde sorunları ile alakalı çözüm sürecini hızlandırırken, çeşitli tedavi ve uygulamalara dijital sağlık uygulamaları ile ulaşabiliyor.

Dijital uygulamalar aracılığıyla hastalar belirli süre aralıklarında uzaktan ve çevrimiçi platformlardan takip edilebiliyor, hasta ve doktor arasındaki “mesafe” ortadan kalkıyor. Sağlık alanının geleceği bu uygulamalar üzerine kuruluyor.

Uzaktan tedavi, dijital konsültasyon veya mobil sağlık programları gibi teknolojilerin kullanımı gün geçtikçe artıyor. Bu programların kullanımı her bir hastanın, tedavi merkezlerine ya da hastaneye gitmesine gerek kalmadan sorununa çözüm bulabileceğini gösteriyor. 

Böylelikle bire bir tedaviye daha çok ihtiyacı olan hastalara daha fazla fırsat tanınmış oluyor. Hastanelerde ya da tedavi merkezlerinde yatan hasta sayısını azaltırken, bakım kapasitesini artırıyor. 

Dijital Sağlık Teknolojileri Neden Tercih Edilmeli?

Birçok şirket dijital sağlık teknolojilerinden faydalanarak sağlık alanının geleceğine yön veriyor. Üretim maliyetlerini düşürürken hizmet kalitesini yükseltmeye yarayan bu teknoloji uygulamaları güvenilir, kolay ve erişilebilir bilgiyi hazır hale getiriyor.

Hastalara ait bilgilerin depolanması, saklanması ve korunması da bu teknolojiler aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Bilgilerin kolay erişilebilir olması hastalar için önemli olan doğru ve hızlı karar alma sürecine fayda sağlarken, benzer doğrultuda hastanın alacağı hizmet kalitesini de artırıyor. 

Dijital sağlık teknolojileri sayesinde birçok hastanın sağlık kayıtları elektronik ortamda muhafaza ediliyor. Eskiden kullanılan ve güvenilirliği yüksek olmayan yazılı belgelerin günümüzde sürdürülebilirliği bulunmuyor.

Hem doktorların hem de hastaların işini oldukça kolaylaştıran dijital sağlık teknolojileri geleceğin sağlık sektöründe önemli bir rol oynuyor. Dijital ortama erişime sahip olan sağlık kurumları arasında bilgi alışverişi kolay ve hızlı hale geliyor.

Birimler arasında doktorların, sağlık çalışanlarlarının toplanma, danışma ve işbirliği yapma konularında da bu dijital uygulamalar devreye giriyor. Bu görüşmeler dijital sağlık uygulamaları aracılığıyla uzaktan çevrimiçi olarak sağlanıyor.

Benzer şekilde hastalar da birebir doktora ya da sağlık merkezine gitmeden bu teknoloji araçlarıyla doktora ulaşabiliyor. Böylelikle hastanın tanı ve tedavi süreci oldukça hızlandırılabiliyor. 

Hastalar e-reçete yöntemiyle tedavi süreçlerini yakından kolaylıkla takip edebiliyor. Bu dijital teknolojiler aracılığıyla tedavi sürecine hem doktor hem de hasta interaktif bir şekilde iki taraflı dahil olabiliyor. 

Doktor da hasta da tedavi sürecini yakından takip edebiliyor. Bu yakından takip sonucu hastalar sağlıkları konusunda ve hastalıklarının ilerleyiş süreçlerinde daha bilinçli hale geliyor. 

Dijital Sağlık Teknolojilerinin Topluma Faydaları Neler?

Bunun yanı sıra yalnızca hastaların birebir bilgileri değil aynı zamanda toplum genelinin sağlık bilgi verisinin toplanması ve izlenmesi konusunda dijital sağlık teknolojileri devreye giriyor. Bu teknolojiler doğrultusunda geleceğin sağlık sektöründe halkın nabzını yakından takip edilebilecek hale geliyor. 

Toplumun genel sağlığını ilgilendiren konularda bu verilere dayanılarak çabuk ve hızlı çözümler üretilebilecek. Bu verilerin takibi kolayca yapılabilecek. 

Sağlık sektöründe kullanılan dijital sağlık uygulamaları aracılığıyla elde edilen veriler doğrultusunda henüz herhangi bir sağlık problemi ortaya çıkmadan müdahale etme imkanı sunuyor. Uygulamalar doğrultusunda yakından takip edilen hastalar, herhangi bir semptom göstermeden önceki sağlık verilerine kıyasla durumu tahmin edilip, izlenebiliyor. 

Sağlık sektörünün geleceğinde taşınabilir, giyilebilir teknolojilerle de hastalıkların minimum düzeye indirilmesi, tedavilerinin daha ulaşılabilir hale getirilebilmesi bekleniyor.

Uygulanma Yöntemleri Neler? 

Telefon, mobil uygulamalar veya video konferans programları aracılığıyla doktor ve hasta arasındaki mesafe sıfıra iniyor. Bu teknolojik ortamlar zaman veya mekan engeli olmadan hastanın tedavi sürecini gerçekleştirmede büyük önem taşıyor.

Dijital sağlık teknolojileri ulaşım sorunlarını ortadan kaldırıyor. Hastanın geleneksel koşullarda harcaması gereken zaman ve ulaşması gereken mesafe unsurları ortadan kaldırılarak yalnızca internet bağlantısı aracılığıyla doktora danışma ve tedavi süreçleri hızlanıyor.

Bu teknolojilerin hayatımızdaki yerinin artmasıyla birlikte video konferans uygulamalarına olan ihtiyaç günden güne artıyor. Sağlık sektörünün geleceğinde sağlık hizmetlerinin erişiminde ayrılmaz bir parça olacağı görülüyor. 

Çevrimiçi olarak sesli, görüntülü arama veya video konferans uygulamaları hastaların doğrudan doktorlara ulaşmasını sağlıyor. Yalnızca acil durumlarda değil haftalık ya da aylık doktor kontrolü gerektiren durumlarda video konferans uygulamaları aracılığıyla aile hekimlerinin hastalarını yakından takibi kolaylaşıyor.

Peki, şirketler için hem hastalarla birebir olarak hem de kurum içindeki zümreler birimler arası iletişimin sağlanması için hangi video konferans uygulamaları tercih edilmeli? Bu sorunun cevabı çalışma standartlarınızı karşılayabilecek, hizmetlerinizi tek bir platform üzerinden gerçekleştirebileceğiniz uygulama OctaMeet. 

OctaMeet şirketlerin dijital sağlık uygulamalarına ayırdığı bütçeyi korumasına yardımcı olurken aynı zamanda Distant Channel Management (DCM) imkanıyla şirketlerin birimler ve çalışanlar arasında gerçekleşecek görüşmeleri uzaktan yönetme imkanı sunuyor. 

OctaMeet üzerinden hastalarla yapılan görüşmeler kaydedilebilir, gerek duyulduğunda tekrardan ulaşılabilir hale geliyor.
OctaMeet gibi video konferans uygulamaları başta olmak üzere sağlık sektöründe kullanılan dijital sağlık teknolojileri hem hastaların hem de sağlık çalışanlarının işini oldukça kolaylaştırıyor. Yeni gelişmelerle birlikte geleceğin sağlık sektöründe de yerini koruması bekleniyor.

20 yıl öncesiyle kıyasladığımız zaman fiziki olarak yürüttüğümüz birçok işin ve işlevin, dijital formlara ve platformlara aktarıldıklarına şahit oluruz. Bunlara alışverişimizden eğitimimize, hobilerimizden gezilerimize birçok örnek verebiliriz.

İşte bu yeni normallerin en önemli konularından biri de kuşkusuz Gig Ekonomisi. Teknolojinin dünyamızdaki en büyük devrimlerinden birisi.

Peki nedir bu Gig Ekonomisi?

Gig Ekonomisi Nedir?

Günümüzde hepimizin aşina olduğu uzaktan çalışma, freelance iş gibi kavramlardan beslenen, insanların tek bir yere bağlı kalmadan kısa süreli olarak, özgürce maddi kazanç sağlayabildikleri çalışma durumunu karşılayan kavram; günümüzün yeni iş yapış süreci normalidir.

Gig Ekonomisi Kavramı Nasıl Önem Kazandı?

Bu kavramın gelişiminde en büyük atılım yakın dönemde yaşadığımız Covid-19 sebebiyle başlayan pandemi sırasında oldu. 

Genel yaşam şartlarının değişimine en hızlı şekilde uyum sağlayabilen yatırımımız olan teknoloji, insanlık tarihinin gördüğü en büyük felaketlerden birisinin getirisi olan evlere kapanma ve yalnızlaşma mevzusunu nasıl oldu da geleceğin önü açık ve sürdürülebilir iş alanlarından birisine dönüştürdü?

Pandeminin getirdiği şartlar ile birlikte dünyadaki şirketler ve iş alanları yakın temastan kaçınmak adına işlerini uzaktan -dijital ortamlardan- yürütmek durumunda kaldılar. Teknolojinin sağladığı altyapıya ek olarak ortaya çıkan sorunlara karşı oldukça seri bir şekilde çözümler üretilmesi, muhtemel artçı felaketlerin önünü kesmiş oldu. 

Gig ekonomisinin temelini oluşturan serbest çalışma imkanının ve sektörlerde daha esnek çalışma saatlerinin oluşması, işlerin daha görev odaklı yürümesi ve birçok konuda enerji korunumu gibi pozitif getirileri olsa da işlerin yürütülmesinin kontrolü, çalışan dayanışmasının ve motivasyonunun sağlanması gibi negatif sonuçlar da doğurdu.

Gig Ekonomisinin Avantajları Nelerdir?

– Esnek Çalışma Saatleri 

Sabah 9 akşam 5 iş mesaisinin özellikle yeni neslin iş tercihiyle uyuşmamasıyla beraber bu sistemden gittikçe uzaklaşılmaya başlandı. Bunun sebepleri arasında bireysel özellikleri birbirinden oldukça farklı olan kişilerin aynı odaklanma ve iş yürütme sistemine tabii tutulmaya çalışılması başı çekmektedir. 

– Esnek Çalışma Yeri

İş bıkkınlıklarının başında gelen tekdüze ofis hayatı, günümüzde kimi şirketlerin hibrit veya çevrim içi çalışma sistemlerine geçmesiyle birlikte yerini çalışan kişinin çalışmayı seveceği ve üretken olacağı yerlerde çalışmasına bırakmaya başladı. 

Bu sistemlere geçerken toplantılarda ve iş süreçlerinde tedirginlikleri olan şirketler için ise OctaMeet bütünsel bir çözüm sunuyor.

OctaMeet, bir kurumun uzaktan çalışma serüveninde başarılı olması için ihtiyacı olacak tüm video konferans özelliklerini, rakiplerine göre daha uygun fiyatlandırma politikası ve fazladan veri güvenliği seçenekleri ile sunuyor.

Gig Ekonomisinin Dezavantajları Nelerdir?

– Bütünselliğin Daha Fazla Efor İstemesi

Freelance çalışanlar, gerekli işleri çözmekte ve ilerletmekte oldukça verimli olsalar da akıllara proje içi bütünselliğin sağlanıp sağlanamayacağı sorusunu da getiriyorlar. Bu konuda proje yöneticilerinin üzerine düşen görev artmakta ve takım içi birliktelik ile proje bütünselliğinin bozulmadan devam etmesi, hem şirketler hem de çalışanlar için büyük önem taşımakta.

– Yeterli Motivasyonu Sağlamanın Zorlaşması

Esnek çalışma yeri ve saatleri her ne kadar güzel bir motivasyon sağlasa da bunu sürdürülebilir kılmakta ofis birlikteliği önemli rol oynamakta. Şirketler bu birlikteliği düzenli ofis toplantıları ve etkinlikleriyle ya da OctaMeet‘in sağladığı imkanlardan yararlanarak çalışanlarına hissettirebilirler.

Freelance çalışan kişi ise yaptığı işte başarılı olup ileriye dönük bir yatırım yapmak için yaptığı işe kendisinden özellikler katmayı önemseyebilir.

Gig Ekonomisinde Kendime Nasıl Yer Bulabilirim?

Yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi değişen dünyamızın en büyük getirisi olan teknoloji, bize hem yeni iş imkanları tanıdı hem de halihazırda bulunan iş imkanlarımızın şartlarının değişmesini sağladı.

Bu sonu gelmeyecek gelişim serüveninde iş olanakları her ne kadar artsa da bu alandaki iş talebi oranı da bu artışın gerisinde kalmayıp çok hızlı bir şekilde büyümekte.

Ülkemizde armut.com, workflexnow.com, bionluk.com; dünyada ise fiverr.com, upwork.com, freelancer.com gibi platformlar iş verenler ile freelancer çalışanları buluşturma noktasında etkili bir ekosistem oluşturdular.

İçinde bulunulan rekabet ortamında doğal olarak ortaya çıkan çekişmenin karşılığı olarak bu iş tarzını benimseyen insanlar, kendilerini tekrardan bir öne geçme yarışının içinde buluyorlar. İşe alım sürecinde ise özel bir alanda uzmanlaşan ve gerekli eğitimi alan kişiler ön plana çıkıyor.

Pandemi ve dijital dönüşümün etkisi 2023’te de devam edecek. Yeni teknolojik trendler, dünya çağındaki işletmeler için muazzam fırsatlar yaratarak hayatlarımızı ve çalışma stilimizi değiştirmeye devam edecek.

Dünya tarihte pek görülmedik bir biçimde üstel bir teknolojik dalganın içinden geçiyor.

Yapay zekâ, kuantum, nanoteknoloji, blok zinciri, sanal ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojik trendlerin yakınsaması ile şirketler ve endüstriler daha önce yaşanmamış dönüşümler geçiriyor. Meta’nın son metaverse hamlesi de özellikle Sanal Gerçeklik (Virtual Reality – VR) ve Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality – AR) teknolojilerinin yanı sıra blok zinciri (blockchain) ve yapay zekâya yatırımların artmasını sağlıyor.

Bu teknolojik trendler nasıl gelişmeler gösterecek, karşımıza nerelerde çıkacak?

Yapay Zekâ

2023’te büyük bir hızla ilerlemeye hazırlanan teknolojik trendlerin başında yapay zekâ geliyor.

Yapay zekâ insan zekâsını modelleyebilmek adına insan gibi; 

• akıl yürütme, 
• anlam çıkartma, 
• genelleme yapabilme, 
• geçmiş deneyimleriyle öğrenebilme gibi yetileri bir bilgisayara ya da makineye kazandırabilmektir.

İnsan beyni, sayısal bir işlemi birkaç dakikada yapabilmesinin yanında; anlama, yorumlama, karar verme gibi olayları da çok kısa sürede gerçekleştirebiliyor.

Bilgisayarlar ise karmaşık sayısal işlemleri çok hızlı bir şekilde sonuçlandırabilmelerine rağmen; olayı yorumlama, anlama, öğrenme, karar verme ve deneyim yoluyla elde edilmiş bilgileri kullanma gibi idrak yeteneklerinden yoksundurlar.

Yapay zekâ kavramı işte bu noktada devreye girmektedir. Yapay zekâ insanın idrağına yönelik olan yeteneklerini, davranışlarını taklit ederek bilgisayar sistemlerinde bu yetenekleri modeller.

Son dönemlerde yapay zekâ, makine öğrenmesi ve derin öğrenme alanlarında yaşanan gelişmelerle popülerlik kazanmıştır.

Yapay zekânın iş dünyasında iş gücünü azaltarak iş verimliliğini arttırması öngörülüyor. Ayrıca iş dünyasında hata olasılığını azaltıyor.

Müşteri hizmetleri ve insan kaynakları gibi alanlarda yapay zekâ kullanılması daha kolaydır ve vakit arttırması sağlar. Örneğin; bu alanlarda çalışanlar daha farklı alanlarda da çalışma olanağı bulur. 

2023’te yapay zekânın derin etki yaratacağı alanlardan birinin sağlık hizmetleri olması bekleniyor. Gelişmiş derin öğrenme ve yapay sinir ağlarının kullanılması ile birlikte doktor ve hemşireler, bilişsel görevleri daha hızlı gerçekleştirebilecekler.

2023’te önceden eğitilmiş dönüştürücü modellerden sentetik veri kullanım senaryolarına ve özel yapay zekâ çipleri kullanan küçük makine öğrenmesi modellerine kadar bir yapay zekâ patlaması yaşanması bekleniyor.

Yapay zekâ ve makine öğrenmesinin, çalışmaları otomatikleştirmede giderek artan bir rol oynayacağı tahmin ediliyor. Gelişmelerin çoğu deneysel araştırma sırasında gerçekleşecek ve daha sonra toplu uygulama için uygun hale gelecek.

2023’te daha gelişmiş, otomatik ve akıllı bilgisayar korsanlığına şahit olacağımız öngörülüyor. Bilgisayar korsanları, şirketlere daha hızlı sızmak ve daha fazla veri ve para çalmak için yapay zekâya giderek daha fazla yöneliyor. Fakat aynı zamanda şirketlerini korumak için Bilgi Teknolojileri (BT) güvenlik personeli de yapay zekâya yönelecek ve her iki taraf da bu savaşta daha iyi taktikler geliştirmek için çalışacak. Siber güvenlik önem kazanacak.

Metaverse

Günümüzde metaverse, internetin 1995’teki haline benzetiliyor. Yani birkaç yıl sonra ya da içinde toplum üzerinde internetin yaptığı etkiyi oluşturması bekleniyor.

Metaverse, yaşama ve sosyalleşme şeklimizi tamamen değiştirecek ve çok geç uyum sağlayan organizasyonların varlığı sona erecek, meta veri tabanının arkasındaki itici güç ise oyun endüstrisi olacak.

2023’te metaverse alanında kullanımı daha kolay ve geliştirilmiş kullanıcı arayüzü içeren daha fazla uygulamalar göreceğiz.

Sanal Gerçeklik ve Artırılmış Gerçeklik

Metaverse’ün en önemli unsurlarını oluşturan Sanal Gerçeklik ve Artırılmış Gerçeklik (VR ve AR) teknolojileri ağırlıklı olarak oyun endüstrisinde kullanılsa da 2023 yılında insanların teknolojiyi sosyal etkileşim ve diğer amaçlar için kullanma eğilimi görülebilir.

Örneğin VR aracılığıyla insanlar birbirleriyle iletişim kurabilecek.

AR cihazları gerçek hayattaki nesnelerle etkileşim kurmak için akıllı telefonların kullanılmasına da olanak tanıyor.

Bu tüketici odaklı teknolojileri eğlence amaçlı kullanmanın yanı sıra eğitim ve iş amaçlı kullananlar da artacak. Zira 2023’ten itibaren hemen her sektörde profesyonel AR ve VR örneklerinin yaygınlaşmaya başlaması bekleniyor.

Eğitimde VR ve AR, sürece derinlemesine katılmaya ve sınıfta çalışılan ortamı ayrıntılı olarak modellemeye yardımcı olurken aynı zamanda kurumsal eğitimde de kullanılıyor.

Mimarlar ve mühendisler, binaları gerçek dünyada inşa etmeden önce sanal bina modelleri oluşturmak için VR ve AR kullanabilir.

Otomotiv endüstrisinde sanal gerçeklik uygulamaları, mühendislerin konsept geliştirme aşamasında yeni modellerin tasarım ve yapımını denemelerine olanak tanır.

Blok Zinciri 

Şu anda blok zinciri teknolojisi ağırlıklı olarak finans sektöründe kullanılsa da 2023 yılında sağlık, devlet ve eğitim dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bu teknolojinin uygulandığını görebiliriz.

Blok zinciri ayrıca yapay zekâ yardımıyla tıbbi kayıtlar gibi finansal olmayan verilerin saklanmasına da izin verebilir. Bu gelişme, sağlık hizmeti sunumunun güvenilirliğini ve güvenliğini artırmaya yardımcı olurken aynı zamanda sağlığı daha uygun maliyetli hale de getirebilir.

Eğitimle ilgili verileri depolamak için kullanılan blok zinciri teknolojisini görebiliriz. Bu, öğrencilerin öğrenim masraflarının azaltılmasına yardımcı olurken aynı zamanda eğitimin kalitesini de iyileştirebilir.

NFT ve Finans

NFT lerin çekirdeğini oluşturmaya başladığı merkezi olmayan finans, insanların finansal hayatlarını kontrol altına almaları için önemli ölçüde fırsatlar yaratacaktır.

Finans dünyasında devrim yaratmanın yanı sıra, NFT ler 2023’te içerik oluşturucuların, kripto para sahiplerinin ve yenilikçilerin geleneksel finans kurumlarının katılımı olmadan gelir elde etmeleri için tamamen yeni yollar getirecek ve bunu sağlayan daha fazla finans uygulamaları ortaya çıkacak.

Sürücüsüz Arabalar

2023 yılında sürücüsüz otomobil konseptinde radikal gelişmeler bekleniyor.

Gelişmiş yapay zekâ ve sensörlerin kullanımıyla otomobiller çevrelerini tanıyabilecek ve buna göre tepki verebilecek.

2023’ün elektrikli araçların daha uygun fiyatlı hale geleceği bir yıl olması beklendiğinden sürücüsüz arabalar da tamamen elektrikle çalışacak ve bu da onları daha çevre dostu hale getirecek.

Drone

Şu anda drone’lar çoğunlukla profesyonel fotoğrafçılar ve kameramanlar tarafından kullanılıyor. Bununla birlikte 2023 yılında drone’ların herkesin sahip olabileceği kadar uygun fiyatlı olacağı ve teknolojideki gelişmeler sayesinde yeniden şarj edilmeden saatlerce uçabilecekleri öngörülüyor.

2023 yılında drone’ların daha geniş amaçlar için kullanıldığı görülebilir.

Koku Görme

2023 yılında en ilginç teknolojik gelişmelerden biri de koku görme (Smell-o-Vision) teknolojisinin uygulanmaya başlaması olabilir.

Şu anda koku görme teknolojisi esas olarak tıp sektöründe kullanılıyor. Bununla birlikte 2023 yılında bu teknolojinin akıllı telefonlar, televizyonlar ve arabalar gibi çeşitli tüketici ürünlerinde de uygulanması bekleniyor.

Koku görme teknolojisi, kullanıcıların cihazları aracılığıyla birkaç farklı kokuyu deneyimlemelerini sağlayacak fakat kokunun yoğunluğu muhtemelen daha düşük hissedilecek.

Sonuç olarak yapay zekâ, metaverse, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik, blok zinciri, NFT ve finans gibi teknolojiler 2023 yılında önem kazanacak ve daha fazla göz önünde olacak.  

Uzaktan Çalışanlar İçin Ekip Çalışması

Covid-19 pandemisiyle birlikte hayatımıza giren uzaktan çalışma ekiplerin verimliliğini nasıl etkilemiştir? Uzaktan çalışmanın ekip üzerindeki etkisi nelerdir? Bu soruya hep beraber cevap arayalım.

Ekip çalışması anlayışı, şirketin yönetim bakış açısı ve felsefesiyle uyumlu bir şekilde örgütte yer alan tüm çalışanlara işlemesi halinde örgütü başarıya taşıyan önemli bir enstrümandır. Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak değişen örgütsel yapı ve yönetim anlayışları bir işin tek başına yapılmasını neredeyse imkânsız hale getirir.

Ekipler;

• Amaçlarına, yapılarına veya sürekliliklerine göre sınıflandırılır.
• Ekibin kurulma amacına göre iş yapış şekilleri de değişiklik gösterir.
• Belirlenen amaç doğrultusunda ekipte yer alacak üyeler belirlenir.
• Üyeler kurulacak ekibin şekline göre yalnız, süreli veya süresiz olarak birlikte çalışmak için bir araya gelirler.

Uzaktan çalışan ekipler çalışmalarını bir arada ve kontrollü olarak yürütürler.

Ekipteki her bir kişinin farklı bir işi vardır. Örneğin; bir çalışan içerik yazıyorsa diğer bir çalışan bu içeriğin görsellendirme kısmını yapar. Anlaşıldığı gibi bu iki çalışan birbirleriyle ekiptirler ve işlerini birlikte yürütürler.

Ekip uyumu bireylerin toplam performansından daha fazla ekip performansı ortaya koymasını sağlarken, bu uyum eksikliğinde ise bireylerin gösterdiği performans ekibin toplam performansını yükseltmez.

Müşteri tarafından beklenen standartlara uygun olarak sunulan ürün veya hizmeti ortaya çıkarabilmek için ekip çalışmasının önemli olmasıyla birlikte ekipteki her üyenin ekibin süreçlerinden kendisini sorumlu olarak hissetmesi ekip olabilmek için önemlidir.

Uzaktan çalışmaya ekip olarak bakıldığında avantajları ve dezavantajları vardır.

Uzaktan Çalışan Ekiplerin Verimliliği Açısından Avantajları

Uzaktan çalışmada işler daha kısa sürede biter.

Uzaktan çalışmada maddi avantaj vardır ve zamandan tasarruf edilir. Örneğin; dışarıda öğle molasında yediğiniz yemeği evde daha az maliyetle evde yapabilirsiniz.

Ekip içerisinde çalışan kişiler kendilerine daha fazla zaman ayırabilir.

İş verimliliği ve yaratıcılığı rahatlıktan dolayı artar. İşyerinde odaklanmak bazen daha zor olabilirken evde ya da herhangi bir kafede odaklanmak daha kolay olabilir.

Psikolojik olarak kendini rahat hisseden kişilerin performans, iletişim, yaratıcılık ve sorumluluk gibi konularda kendisinden beklenenin üzerinde tavırlar sergilediği görülür.

Bir ekip içerisinde güven duygusunu oluşturmak için iş gören ve işverenlerin açık, dürüst, yardımsever ve birbirlerini koruyup kollayan bazı özelliklerin ortaya konulmuş olması gerekir.

Uzaktan Çalışan Ekiplerin Dezavantajları

Uzaktan çalışmada sosyalleşme daha azdır. Bundan dolayı ekip içerisinde sık sık iletişim kurulmaya çalışılmalı, sohbet edilmeli ve daha fazla iletişim için toplantılar yapılmalıdır.

Video konferans uygulamalarında genelde ekip çalışması ve toplantılar yapılır. Ancak odaklanmak video konferans uygulamalarında daha zordur.

Uzaktan çalışmadan kaynaklı olarak işyerindeki düzen bozulur. Çünkü ev ortamı, çalışmaya uygun değildir. 

Uzaktan çalışıldığında hep aynı yerde çalışmak ve tek başına olmak insanı sıkabilir.

İş stresi, işyeri açısından başta performans kaybı ve üretkenlikte azalma, motivasyon eksikliği ve işten ayrılma gibi durumlara sebep olur.

Uzaktan çalışmanın dezavantajlarından biri olan hareketsizlik kalp hastalıklarına, yorgunluğa, kazalara, kas iskelet sistemi bozukluklarına, iş-aile-yaşam dengesini kaybetmeye, depresyona ve tükenmişliğe neden olur.

Uzaktan çalışmanın daha çok pandemide karşımıza çıkmasından kaynaklı bu dönemin zorunlu kıldığı sosyal izolasyon ve buna bağlı olarak artan stres ve tükenmişlik algısının kas iskelet sistemi ağrılarında önemli bir etkiye sebep olduğu düşünülür.

Kas iskelet sistemi ağrılarının azalması için hareket etmek ve spor yapmak önemlidir.

Sonuç olarak uzaktan çalışan ekiplerin verimliliği hakkında avantaj ve dezavantajlar mevcuttur. Her ne kadar hareketsizlik ve iletişim azalması gibi dezavantajları bulunsa da esneklik ve daha fazla odaklanma konusunda avantajlıdır.

Ancak çağımız teknoloji ve bilgi çağı olarak çok hızlı değişiyor ve gelişiyor. Bu dijital değişime ayak uydurmayanlar geri kalıyor, ayak uyduranlar ise her anlamda kazanıyor.

Bu gelişmeler sürerken günümüzde en göz önünde olan terim ise Web 3.0 oldu.

Son günlerde hepimizin sık sık sosyal medya platformlarında ve haberlerde duyduğu bu terim aslında nedir?

Web 3.0 Nedir?

Web 3.0, internetin evriminde web’in daha etkileşimli, akıllı ve kullanıcı merkezli hale geleceği bir aşamadır. Bu değişim, yapay zekanın (AI), semantik webin ve nesnelerin internetinin (IoT) artan popülaritesi tarafından yönlendirilmektedir.

Kullanıcı merkezli, açık ve güvenli bir internet deneyimi yaşatmayı amaçlar.

Merkeziyetsizleştirme ya da yerelleştirme olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz decentralization, bilginin aynı anda birden çok yerde bulunmasını ifade eder. 

Detaylandıracak olursak; bilgisayarların genellikle tek bir sunucuda sabit bir yerde depolanan bilgileri bulması için özel web adresleri biçiminde HTTP kullanması gerekmektedir. Ancak bu yeni internet sistemi ile, bilgi içeriğine dayalı olarak bulunacağından, aynı anda birden çok yerde depolanabilir ve dolayısıyla merkezi olmayan hale getirilebilir.

Web 3.0 anlaşılması zor bir  kavramdır. Bu nedenle ondan öncesini de bilmek bizlere yardımcı olabilir.

Web Tarihi: Web 1.0 ve Web 2.0 Nedir?

İlk olarak Web 1.0 ile başlanan internet yolculuğu, şirketlerin yalnızca sahip olduğu web sayfalarına içeriklerini yüklediği, kullanıcıların ise okuduğu, ancak herhangi bir yorum ve paylaşım yapamadığı bir dönemdi.

Web 2.0 ise, kullanıcılara yalnızca okuma imkanı sunan değil, onların da ses, video, fotoğraf, metin gibi farklı formatlarda içeriklerini paylaşmasına imkan sunan bir teknolojiydi. 

Günümüzde de hala popülerliğini koruyan Facebook, Youtube, Instagram ve Twitter gibi web siteleriyle ve uygulamalarıyla kullanıcılar çift yönlü iletişime dahil oldu.

Web 3.0 teknolojisiyle şirketler; yapay zeka, makine öğrenmesi, blok zinciri teknolojilerini kullanarak, verileri insan davranışlarına yakın bir şekilde yorumlayarak çalışır.

İçerikleri önceden insanlar üretirken artık yapay zeka üretmeye başlar. Verileri anlamlandırır, yorumlar, kategorize ederek bilgiyi ortaya çıkarır. Yani bir “insan” gibi davranır.

Web 3.0’ın Barındırdığı Teknolojiler ve Örnekleri Nelerdir?

Bu yeniliğin içerisinde barındırdığı teknolojiler arasında blok zincir, yapay zeka, merkezi olmayan depolama, kriptografi ve nesnelerin interneti (IoT) yer alıyor. 

Blok Zinciri (blockchain) Teknolojisi:

 Blockchain olarak adlandırılan blok zinciri, internet üzerindeki çok sayıda bilgisayarda depolanan merkezi olmayan bir işlem kaydıdır. Tüm işlemler herkes tarafından görüntülenebilir. Gelişmiş şifrelemeye dayanmaktadır ve kalıcıdır.

Kripto Paralar: 

Herhangi bir hükümet veya merkez bankası tarafından kontrol edilmeyen merkezi olmayan para birimleridir. İşlemleri kaydetmek için blockchain teknolojisini kullanılır. Şu anda var olan binlerce kripto para birimi bulunmaktadır ve en bilineni Bitcoin’dir.

NFT: 

Başka bir şeyle değiştirilemeyen benzersiz bir dijital veya fiziksel varlığa bağlı, takas edilemez dijital mülklerdir. NFT’ler, takas edilebilir veya alınıp satılabilir dijital mülklerden oluşan kripto para birimleri değildir.

Merkezi Olmayan Uygulamalar: 

Normal uygulamaların merkezi bir sunucuda oluşmasına zıt olarak merkezi olmayan uygulamalar blok zinciri ya da eşler arası ağlarda (P2P) çalışır. Bu tür merkezi olmayan uygulamalara da dApp denir. 

Kontrol tek elden yürütülmez ve açık kaynak kodludur. Merkezi olmayan bilgi işlem, Nesnelerin İnterneti ile yakından bağlantılıdır. 

Uç bilgi işlem ise bir tür merkezi olmayan süper bilgisayar olarak çalışan, birbirine bağlı birçok cihazın işlem gücünden yararlanır. Çevrimiçi veri ve hizmetleri mümkün olduğunca talep edildiği veya üretildiği yere yakın bir yerde sunmayı amaçlar. 

Web 3.0’ın Avantajları Nelerdir?

• Açık, şeffaf ve eşitlikçi bir deneyim yaratır.
• Kullanıcılar daha sorunsuz ve güvenilir bir şekilde etkileşime girebilir.
• Kullanıcıya ait veriler, açık bir akıllı sözleşmeler ağı aracılığıyla korunur. Bu sözleşmeler, merkezi olmayan bir ağın kontrol edeceği bir blok zincirinde saklanmaktadır.
• Kişilerin kendi verileri üzerinde daha fazla hakimiyete sahip olmalarını sağlar.
• Coğrafi konum, sosyo-ekonomik düzey ne olursa olsun, kullanıcıların internete daha rahat erişebilmesini sağlar.
• Arama motoruna ulaşılmak istenen anahtar kelimeler yazılınca içerik arayan anlamlı web sayesinde alakasız sonuçlarla karşılaşılmaz.

Tüm bunların yanı sıra bu gelişimin aynı zamanda merkeziyetsizleşmenin bazı dezavantajları da vardır. Örneğin; siber suçları gerçekleştiren kişileri bulmak güçleşmiştir. Aslında bir yandan kullanıcıların verilerini korumak için insanlara değil yazılımlara yönelmiş olan bu sistemde, bu sefer de kontrolün başka bir kullanıcının eline geçmesi riski doğmaktadır.

Sonuç

Günümüzde dijital dünyadaki değişmeler nedeniyle, internette artık yeni bir dönem başladı. İnternet, kullanıcıların ilk olarak tek yönlü bilgi akışına maruz kaldığı Web 1.0’dan, çift yönlü etkileşime geçilen Web 2.0’ye doğru yol aldı. 

Şimdi ise Web 3.0’la birlikte merkeziyetsizleşme ve kullanıcı odaklı bir dönem başlıyor. 

Bunun daha fazla hakimiyet, açıklık, şeffaflık, güvenilirlik, merkezi olamayan ağ kullanımı gibi avantajları olsa da siber suçlara maruz kalma riski gibi dezavantajları da bulunuyor.

Gelişen günümüz teknolojileri ile birlikte evden çalışma diğer bilinen adıyla uzaktan çalışma yöntemi yeni çalışma türleri arasında yerini çoktan aldı. Dünya çapında yaşanan pandemi süreci, hibrit ve  uzaktan çalışma yöntemlerini hayatımıza dahil etti. 

İşverenler ve çalışanlar arasındaki bağlantıyı bir üst seviyeye çıkaran bu çalışma türü, pandemi süreci sonrası popülaritesini korumaya devam ediyor. 

Uzaktan çalışma programından daha iyi bir verim almak ve sürekliliği sağlayabilmek önemlidir. Evden çalışan ya da çalışmayı düşünen kişilere iş ve özel yaşam arasındaki sınırları oluşturmaları konusunda 5 tavsiye: 

1. Ev ortamında uygun bir çalışma alanının belirlenmelidir.
2. Kişiye uygun çalışma programı hazırlanmalıdır.
3. Hareketsiz kalınmamalıdır. 
4. Çalışan kişi; kendine, ailesine ve çevresine zaman ayırmalıdır.
5. Motivasyon korunmalı, süreklilik sağlanmalıdır. 

1. Ev Ortamında Uygun Bir Çalışma Alanını Belirlenmelidir

Evden çalışırken iş ve özel yaşam dengesini sağlayabilmek için kişinin kendisine ait bir çalışma ortamına sahip olması oldukça önemlidir. Ev içinde bulunan sabit bir oda veya bir alan belirlemek iş akışının verimini artıracaktır. 

Evden çalışırken, çalışma saatleri içinde bu çalışma ortamında bulunmak iş ve görev sorumluluğunun hatırlanmasında faydalı olacaktır. Uzaktan çalışma gerekliliklerine uygun olarak ev ortamında bir nevi ofis ortamını yaratılması gerekir. 

Çalışanın ofiste ihtiyaç duyabileceği unsurların elinin altında, ulaşılabilir bir konumda olması önemlidir. Evden çalışırken iş ile alakalı araç veya teknolojik cihazların bu çalışma ortamında bulunması çalışanın işini kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır. 

Diğer bir önemli nokta ise uzaktan çalışırken de ofiste elde edilen verimi yakalamak. Evde oluşturulan çalışma ortamı olabildiğince dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırmak kişinin faydasına olacaktır. 

Sesten, gürültüden ya da çalışma düzenini etkileyebilecek herhangi bir unsurdan arındırılmış olması çalışanın istikrarını korunmasına katkı sağlayacaktır. Çalışan işini tamamladıktan sonra bu ortamdan ayrıldığında görev bilincinden çıkarak kendi günlük özel yaşamına devam edebilecektir. 

Evin yalnızca çalışma ortamından ibaret olmadığı yalnızca belirlenen saat ve program dahilinde, belirli bir ortamda gerçekleştirildiği bilincini kazanacaktır. İş stresini ve görev bilincini çalışma saatleri içerisinde bırakarak mesai saatleri dışında kendi hayatına devam edebilecektir. 

Böylelikle evden çalışan kişi çalışma saatleri içinde görevlerini başarıyla gerçekleştirecek, evden çalışırken özel yaşam ve iş sınırlarını belirleyecektir. 

2. Kişiye Uygun Çalışma Programı Hazırlanmalıdır

Kişi evden çalışma düzenini iş gerekliliklerine uygun bir şekilde düzenlediğinde uzaktan çalışmak iyi bir tercih olabilir. Evden çalışan kişiler çalışma programını kendi saatlerine uygun bir şekilde ayarlayabilme imkanına sahiptir. 

Kişiler kendi özel yaşamlarına uygun çalışma saatlerini belirleyerek yalnızca bu saatler içerisinde çalışacağının bilincinde olur. Evden çalışmak kişiyi saat konusunda serbest bıraksa da ofis ortamında belirlenen çalışma saati ve mola düzeni gibi unsurlardan mahrum bırakabilmektedir. 

Çalışan kişi, programı kendine uygun bir şekilde uyarlamadığında işte verimsizlik ve motivasyon düşüklüğü gibi sorunlarla karşılaşabilmektedir. Bu yüzden evden çalışan kişi bu mola saatlerini kendi hazırladığı çalışma programına dahil etmelidir. 

Çalışma saatleri içerisinde ev ortamında bulunulması evden çalışanlar için dikkat dağıtıcı bir unsur olabilir. Kişi, ev ortamında bulunsa dahi çalışma saatlerinde evdeki sorumluluklardan olabildiğince izole olmalıdır. 

Çalışırken aynı zamanda evin düzenini, temizliğini ya da en basitinden akşam yemeği olarak ne hazırlayacağını düşünmesine neden olabilir. Bu nedenle belirli bir iş programı çalışma saatlerini sadık kalarak iş ve özel yaşam dengesini korunmalıdır.

3. Hareketsiz Kalınmamalıdır

Ofiste çalışan kişiler, ulaşımı sağlamak amacıyla işe giderken ya da işten dönerken hareket halindedir. Yemek molalarında yemek yemek için bile belirli bir mesafeyi yürümeleri gerekmektedir. 

Evden çalışan kişiler ise tüm bu hareket durumunu ortadan kaldırarak belirli ekipmanlar aracılığıyla işlerini bulundukları ortamdan gerçekleştirebilir. Tam da bu nokta sürekli ev ortamında bulunmasından kaynaklı evden çalışan kişi için minimum hareketlilik kişinin fiziksel ve psikolojik anlamda zorlanmasına neden olabilmektedir. 

Bu hareketsizlikten dolayı kişi bunalmış, depresif veya yetersiz hissedebilmektedir. Tüm bu durumlar kişinin iş verimliliğini düşürerek sorumluluklarını yerine getirmesine engel olacaktır. 

Bu durumda ev içinde veya bir spor salonunda kişinin kendi çalışma saatlerine uygun bir hareket programı belirlemesi faydalı olacaktır.  Açık havada yürüyüş yapmak, bisiklete binmek ya da markete yürüyerek gitmek de evden çalışan kişiye iyi gelecektir.

Bu faaliyetler uzaktan çalışma düzeninde kişiye ev ortamında sıkışmışlık hissi vermeyecek, hayatındaki iş ve özel yaşam dengesini korumaya yardımcı olacaktır.

4. Çalışan Kişi Kendine Ve Çevresine Zaman Ayırmalıdır

Evden çalışan kişiler ofis ortamına dahil olmamasından kaynaklı izole, yalnız ve sosyallikten uzakta hissedebilir, bu izole olma süreci kişinin kendi içine kapanmasına yol açabilir. Bu durum kişinin çalışma motivasyonunu direkt olarak etkilemektedir. 

Sosyallikten uzak, yalnızca eve kapanmış bir şekilde düzeni sağlamak kişiye uzun vadede yarardan çok zarar getirecektir. Evden çalışan kişilerin iş saatleri içinde elde edemediği sosyalleşme faktörünü çalışma saatleri dışında elde etmesi mümkündür. 

Mesai saatleri dışında uzaktan çalışan kişi ailesine ve kendisine vakit ayırması tavsiye edilebilir. Çalışma saatleri bittiğinde evden çalışan kişinin ailesiyle bir akşam yemeği yemesi, arkadaşlarıyla buluşma planları yapması gibi etkinlikler iş ve özel yaşamındaki sınırları net bir şekilde çizmesine yardımcı olacaktır. 

Evden çalışan kişini bu sosyal aktivitelere çalışma programı çerçevesinde dahil olarak iş ve özel yaşamında da dengeyi sağlamalıdır. Günlük hayatında yalnızca ev ortamında bulunduğu ve iş arkadaşlarından, sosyal çevresinden uzak bir şekilde çalıştığı izolasyon durumunu sosyallikten uzaklaşmayarak sağlamalıdır. 

Evden çalışma programına uygun olarak çalışanın hayat düzeni içerisinde kendini var ederek normal hayat düzeninini sürdürmeye devam etmesi gerekmektedir.. 

5. Motivasyon Korunmalı Ve Süreklilik Sağlanmalıdır

Kulağa klişe bir tavsiye gibi gelse de evden çalışma sisteminde motivasyonu korumak oldukça önemli bir etken. Öncelikle bu konuda yalnız olunmadığının bilincinde olunması gerekir. 

Dünyanın birçok yerinde birçok çalışan evden çalışma yöntemini tercih etmektedir. Evden çalışma sisteminin, evden çalışan kişiye sağladığı avantajları göz önünde bulundurması önemlidir. 

Bu çalışma programı dahilinde kişi kendi özel yaşam düzenine göre çalışma programını belirleme özgürlüğüne sahiptir. Ofiste çalışan kişinin, ofiste ofis kurallarına uyma zorunluluğu olduğu unutulmamalıdır.

Evden çalışırken de ev içinde kişiyi mutlu edecek ve motivasyonunu korumasını sağlayacak etkinliklerle uğraşması tavsiye edilmektedir. Ofise ulaşım sağlayacağı vakitler yerine kendine güzel bir kahvaltı hazırlamak, kendini iyi hissettiği ev kıyafetleri dışında bir kıyafet giymek ya da kişisel hijyenine özen göstermek örnek olarak verilebilir. 

Aynı zamanda uzaktan çalışmanın beraberinde getirdiği esnek çalışma saatleri ile çevrimiçi eğitim programlarına katılım sağlanabilir. Çalışma saatlerinde kişinin dikkatini etkilemeyecek düzeyde müzik dinlenmesi ya da çalışma ortamının motivasyonu arttıracak şekilde düzenlenmesi de faydalı olabilir.

Kişinin evden çalışma programını süreklilikte tutabilmesi ve bu süreklilik için gerekli motivasyonu yakalayabilmesi için kişinin iş ve özel yaşam dengesini de sağlayabilmesi gerekir. Tüm bu tavsiyeler doğrultusunda evden çalışan kişi uzaktan çalışma programından en iyi verimi alacaktır. 

2023 yılı, çalışma şeklimizde yeni trendler getirecek gibi görünüyor. Teknoloji ilerledikçe, daha fazla insan uzaktan çalışmayı ve sanal öğrenmeyi benimsiyor. 

Bu, adayların daha fazla fırsata erişmesine ve işverenlerin daha büyük bir yetenek havuzundan işe almasına olanak sağlayacaktır. 

Buna ek olarak otomasyon, süreçleri düzene sokarak daha hızlı ve verimli hale getirmede önemli bir rol oynamaya devam edecek. 

Yapay zeka, makine öğrenimi ve veri analitiği gibi diğer trendlerin de giderek daha fazla öne çıkması bekleniyor. Tüm bu değişikliklerin gelecekte çalışma şeklimiz üzerinde derin bir etkisi olacaktır.

2023 İçin 6 Önemli Çalışma Trendi

COVID-19’un ortaya çıkışından bu yana üçüncü yıla girerken, virüsün iş dünyasının geleceği üzerinde kalıcı bir etkisi olduğu kanıtlandı. 

2023’te kuruluşlar çalışma hayatında birçok zorlukla karşı karşıya kalacak. Örneğin rekabetçi bir yetenek ortamı, tükenmiş bir iş gücü ve maliyetleri kontrol etme baskısı bunlardan sadece birkaç tanesi. 

Bu ortamda, şirketinizin stratejik iş gücü ve yetenek hedeflerini belirlerken aşağıdaki 6 trendi ele almak sizlere bu konularda büyük bir pozitif ortam katacaktır.

1. Sessiz İşe Alım

2023’teki önemli çalışma trendlerinden biri olan sessiz işe alım, yetenekleri işe almanın yenilikçi bir yoludur. İşverenlerin, herhangi bir reklam veya kamu duyurusu olmaksızın yetenek sağlayabildiği bir süreçtir. 

2023 yılında yapay zeka ve dijital veri gibi teknolojileri kullanan işverenler, geleneksel işe alım süreçlerinden geçmek zorunda kalmadan açık pozisyonları için doğru adayları bulabiliyorlar. 

Bu yöntem, işverenlerin açık pozisyonları için mümkün olan en iyi yetenekleri bulmalarını sağlarken zamandan ve paradan tasarruf etmelerine yardımcı olur. 

Ayrıca bu sayede işverenler geçmişte gözden kaçmış olabilecek yetenek havuzlarından faydalanabildiğinden, daha çeşitli bir iş gücü yaratılmasına da yardımcı olur.

2. Hibrit Esneklik

Hibrit esneklik, daha verimli ve üretken bir çalışma ortamı yaratmak ve iş-yaşam dengesini sağlamak adına hem geleneksel hem de dijital çalışma yöntemlerini birlikte kullanma yeteneğini anlatan önemli bir diğer çalışma trendidir. 

Bununla birlikte, şirketlerin operasyonlarında esnek kalmaya devam ederken her iki dünyanın da en iyi yönlerinden yararlanmalarına olanak tanır.

Hibrit operasyonlar, fiziksel ofis alanlarını dijital araçlarla kullanmaktan, projeler üzerinde birlikte çalışan uzak ekiplere sahip olmaya kadar pek çok farklı şekilde kullanılabilir. 

Ayrıca bu tür bir esneklik, kaynakların daha verimli kullanılmasına izin vermenin yanı sıra, çalışanlar arasında daha fazla işbirliği ve iletişime olanak tanır. 

Hibrit esneklik aynı zamanda şirketlerin fiziksel ofis alanlarına olan ihtiyacı ve bir iş yürütmeyle ilgili diğer genel giderleri azaltarak maliyetlerden tasarruf etmelerine yardımcı olur.

Tüm bu artıları göz önünde bulundurduğumuz zaman 2023 yılı için iş yapış şeklinin liderinin hibrit çalışma olacağını söylemek hiç zor olmasa gerek.

Siz de dijitale entegre olmak ve iş süreçlerinizdeki toplantıları tek bir platformdan hem planlamak hem de raporlamak istiyorsanız OctaMeet tam size göre!

Uygulama içindeki takvim özelliği ile anlık ve planlı toplantılarınızı kolaylıkla yapabilirsiniz. Hibrit çalışma sürecinizde ekibinizle yapacağınız iş iletişimini tek bir yerden yönetin, zamandan tasarruf edin.

3. Çalışan Refahının Önceliklendirilmesi

Bu yıl dillerde en çok yer edecek bir diğer çalışma trendi olan çalışan refahı, herhangi bir organizasyonun önemli bir parçasıdır. Çalışanlarının zihinsel, fiziksel ve duygusal olarak sağlıklı olmasını sağlamak kuruluşun sorumluluğundadır. 

Çalışan deneyimine öncelik vermek, kuruluşların olumlu bir çalışma ortamı yaratmasına ve üretkenliği artırmasına yardımcı olabilir.

Kuruluşlar, çalışanlarını fiziksel ve zihinsel sağlıklarına dikkat etmeye teşvik eden bir çalışma kültürü oluşturmaya odaklanmalıdır. 

Bu, esnek çalışma saatleri sağlayarak, sağlıklı yaşam programları sunarak ve işyerinde stres yönetimi teknikleri uygulayarak yapılabilir. 

Ek olarak, kuruluşlar, çalışanların yargılama veya misilleme korkusu olmadan fikirlerini ifade etme konusunda kendilerini güvende hissettikleri destekleyici bir ortam yaratmaya da odaklanmalıdır.

4. Sürdürülebilirlik

Yakın tarihli bir Gartner anketinde, birçok şirket, sürdürülebilirliği bu yıl için ana odak noktası olarak gösterdi. Bu ana odak sürdürülebilirliğin 2023’te de ana çalışma trendlerinden biri olacağını gösterdi.

Şirketlerin çevre ve sürdürülebilirlik konularına nasıl yaklaştığı ve öncelik verdiği hususları sektöre, şirket büyüklüğüne ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değişirken, artan tüketici ve hissedar talebi yeşil iş uygulamalarına doğru önemli bir kaymayı tetikliyor.

Birçok kuruluş için, yeni sürdürülebilirlik çabalarını benimsemek, yöneticilerin ve ön saflardaki çalışanların, şirketlerinin çevresel ayak izini iyileştiren stratejik ve günlük kararlar almalarına benzer şekilde yardımcı olmak için çalışanların becerilerini geliştirmeye yatırım yapmayı gerektirecektir.

Yine bu konuda işe gidiş-geliş süreçlerinizi tamamen ortadan kaldırarak dijital ortamlarda işlerinizi yönetmek sizlere büyük avantaj sağlayacaktır.

5. Sosyal Beceriler

Dijital teknolojinin ve uzaktan çalışmanın yükselişiyle birlikte, modern işyerinde sosyal beceriler de çalışma trendleri arasında yerini aldı ve giderek daha önemli hale geldi. 

Artık insanların iş arkadaşları, müşteriler ve paydaşlarla daha kişisel bir düzeyde etkileşim kurabilmeleri bekleniyor. Bu nedenle, günümüzün çalışma modelinde başarılı olmak için sosyal becerilerin geliştirilmesi esastır.

Sosyal beceriler, iş arkadaşları ve müşterilerle ilişkiler kurmak, etkili iletişim kurmak, zor durumları diplomatik olarak ele almak ve çatışmaları çözmek için kullanılabilir. 

Ayrıca bir kuruluş içinde ağ oluşturma ve işbirliği için de anahtardırlar. Çalışanlar, güçlü sosyal becerilere sahip olarak olumlu bir çalışma ortamı yaratabilir ve daha iyi ekip dinamikleri geliştirebilirler.

6. AI ve Otomasyonlar

Halka açık gelişmiş bir yapay zeka aracı olan ChatGPT’nin ortaya çıkışı, yapay zekanın (AI) önemi ve hızlı büyümesi konusunda kamu bilincini artırdı. 

Ayrıca yapay zeka, otomasyon teknolojisinin yanı sıra, üstlenmeye hazırlarsa şirketler için çok sayıda büyüme fırsatı sunar.

Yapay zeka ve otomasyon işyerinde yeni fırsatların kilidini açarken, şirketlerin bu teknolojilerle çalışmak için çalışanlarının becerilerini artırmaya ve yeniden vasıflandırmaya yatırım yapması gerekecek.

Uzun lafın kısası 2023’te iş dünyası gelişmeye devam ederken, değişen ekonomik ve ticari trendlerin işyeri önceliklerini ve trendlerini nasıl etkileyebileceğini doğru bir şekilde tahmin etmek imkansız. 

Ancak diğer faktörlerin yanı sıra pandeminin iş gücü dönüşümünü hızlı bir şekilde teşvik ettiği ve işverenlerin beceri geliştirmeye her zamankinden daha fazla ayak uydurması gerektiği açık.

İnsan ömrünün teknolojik gelişmeler sayesinde uzaması, insanoğlunun daha uzun yıllar çalışmasını da beraberinde getirdi. Yapılan araştırmalar 2020 yılından sonra doğanların 100 yaşına kadar yaşamasını bekliyor.

Hayatlar uzadıkça ve beklenen çalışma süresi uzadıkça, hem kariyerlerin hem de şirketlerin sürdürülebilirliğine odaklanmak daha önemli hale geldi.

İş dünyasında bir diğer önemli değişimi ise pandemide yaşadık. Yeni normallerimizden olan hibrit çalışma ve uzaktan çalışma da çalışmanın geleceğini şekillendiren etmenlerden birisi. 

Artık iş yerinden çalışma gerekmediği sürece işverenler tarafından tercih edilmiyor.

Bu nedenle iş hayatının geleceğine baktığımızda, sürekli öğrenme ve kendi kendine yeni beceriler edinebilme yetenekleri ön plana çıkıyor. 

Uzun ve tatmin edici bir kariyere sahip olmak için yapmanız gerekenleri sizler için kaleme aldık.

Çağa Ayak Uydurun

İşin geleceği değişmeye devam ettiğinden, erken yetişkinlikte aldığımız eğitim, bizi takip eden uzun yıllar boyunca nitelikli ve ilgili kılmak için yeterli olmayacaktır.

Dünya Ekonomik Forumu’na göre, 2025 yılına kadar tüm çalışanların yarısının yeniden bazı beceriler kazanması gerekecek.

Diğer becerilerin yanı sıra teknoloji, eleştirel düşünme ve problem çözme olmak üzere bazı becerileri öğrenmek gün geçtikçe daha da önem kazanacak.

Bu yetenklere sahip adayların işe alım konusunda ön plana çıkacağı ise çok açık bir mesele. Özellikle sosyal zeka konusu da yine bu özelliklerin yanında artı yönde avantaj sağlayacak başka önemli bir etken.

Değişen Kariyer Yolculuklarına Açık Olun

Son 70 yılda, tipik bir çalışan büyük ölçüde geleneksel bir “üç aşamalı yaşam” yaklaşımına sahipti. Bir lisans diploması almak, iş bulmak ve yıllarca çalıştıktan sonra emekli olmak.

Ancak bu çalışma şekli hızla değişiyor. Daha uzun yaşamayı umduğunuzda, geleneksel yaşam modeli çok daha karmaşık bir şeye dönüşüyor, kendinizi yeniden keşfetmenize olanak tanıyor.

Geçmişte birçok profesyonel tek bir kariyer yoluna bağlı kalmayı tercih ederken, COVID-19 insanların kariyerlerine bakışını büyük ölçüde değiştirdi. ABD’de 40 yaşın altındaki kişilerin neredeyse üçte biri kariyerlerini değiştirmeyi düşünürken, yüzde 20’si meslek değişikliğine yöneliyor. 

Ayrıca çalışma hayatına gelen bir diğer yenilik ise evden çalışma imkanı. Özellikle yeni iş arayışında olan genç yetenekler

için uzaktan çalışma imkanı sunan şirketler ciddi bir rekabet avantajı elde ediyor.

Dördüncü Sanayi Devrimine Hazırlanın

Teknoloji geliştikçe, ilerleme hızlanıyor. İnovasyonun bu hızlı temposu, pek çok uzmanlık alanını kısa sürede demode hale getirmeye başladı.

2030 yılına kadar 45 milyon Amerikalının -yani işgücünün dörtte birinin-  işlerini otomasyon yüzünden kaybedeceği tahmin ediliyor. 

Günümüzde teknoloji şirketleri oldukça revaçta. Teknoloji şirketleri olmasa bile, diğer pek çok sektördeki şirket iş kollarında teknolojik araçları kullanabilen veya programlama dilleri bilgisi sahibi olan iş gücü arayışında.

Bu doğrultuda uzaktan ve esnek çalışma modeline geçilmesi de hiç de şaşırtıcı olmasa gerek. Çünkü çalışanlar için fiziki olarak bir ofiste bulunma zorunluluğu bulunmuyor. 

Hibrit Çalışmanın Üstünlüğünü Keşfedin

Teknolojik devrim çok fazla otomasyon getirirken, aynı zamanda hibrit çalışabilen mesleklere büyüme fırsatları da getirdi. 

Son birkaç yılda, programlama ve veri analizi daha az teknik çalışanlar için çok daha erişilebilir hale geldi. 

Yeni araçların da iş hayatında bir etkisi oldu. Teknik ve analitik işlevler artık sadece profesyonellerin uzmanlık alanı değil. 

İş gücünün ciddi bir kısmı tam zamanlı hibrit çalışabileceği mesleklere kayıyor. Hibrit çalışma modelinin geleceği hakkındaki görüşler de birbirine benzerlik gösteriyor. 

Pek çok sektör ve insan kaynakları, finans, pazarlama, müşteri desteği, iş geliştirme gibi pek çok çalışma alanı gelişen teknoloji sayesinde hibrit çalışma modelini benimseyerek daha verimli çalışma düzenleri oluşturmayı başardı.

Siz de hibrit çalışma modelini benimsediğiniz şirketlerinizde, tüm ekiplerinizi iş akışlarınıza dahil edebilmek için OctaMeet’i tercih edebilirsiniz. Uzaktan kanal yönetimi konusunda önemli bir rol oynayan OctaMeet ile siz de iş yapış şekillerindeki bu değişime hazır olabilirsiniz. Buraya tıklayarak 7 günlük ücretsiz deneme sürümünüzü başlatabilirsiniz.

Pandemi ile beraber radikal değişimlere daha açık hale gelen çalışma dünyası durmadan evrilmeye devam ediyor. Gidişatın gösterdiğine göre bu evrim daha da derinlere inebilir. İş yapış şekillerinin önemli bir değişime gideceği şu günlerde sizin de buna hazırlıklı olmanız son derece kritik olacaktır.